enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpşanlıurfaurfahaberlersondakikaobjektifpressurfa haberleri
DOLAR
41,9389
EURO
49,1152
ALTIN
5.789,36
BIST
10.370,78
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Şanlıurfa
Açık
26°C
Şanlıurfa
26°C
Açık
Perşembe Açık
27°C
Cuma Açık
27°C
Cumartesi Açık
28°C
Pazar Parçalı Bulutlu
27°C

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: “Milli Parklar Kanun Teklifi Doğayı İşletme Mantığıyla Hazırlandı”

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: “Milli Parklar Kanun Teklifi Doğayı İşletme Mantığıyla Hazırlandı”
REKLAM ALANI
15.10.2025 16:50
A+
A-

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, AKP’nin TBMM’ye sunduğu Milli Parklar Kanunu ve
Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı KHK’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Tarım,
Orman ve Köyişleri Komisyonu görüşmelerinde konuştu. “Bu teklif ile milli parklar
korunacak alandan çıkarılarak, işletilecek alanlara dönüştürülmek isteniyor” diyen
Milletvekili Sarıbal, teklifte doğa koruma ilkelerini zayıflatacak düzenlemeler bulunduğunu
söyledi. Milletvekili Sarıbal, teklifin milli parkları ve koruma alanlarını uzun vadeli ticari
kullanıma açmayı hedeflediğini vurgulayarak, “Maden Kanunu, İklim Kanunu’nun ardından
çıkarılan doğayı piyasanın hizmetine sokma yasasının üçüncü sacayağıdır. Milli Parklar
Kanunu’nun felsefesi, koruma önceliğidir. Teklifin genel gerekçesinde doğa turizmi
potansiyelinin artırılması, ziyaretçi sayısının yükseltilmesi ve korunan alan koridorlarının
oluşturulması ifadeleri, doğayı ekonomik bir meta olarak görme anlayışını yansıtmaktadır.
Teklif, yönetim özerkliğini artırırken kamusal denetimi azaltıyor, doğayı ekonomik işletme
modelinin parçası haline getiriyor. Turizm ve enerji yatırımlarına geniş izinler tanınıyor. Yerel
katılım, şeffaflık ve bilimsel denetim dışarıda bırakılıyor. Bu yasa teklifi, derhal geri
çekilmeli, doğa koruma esaslarına uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir” ifadelerini
kullandı.

Kanun teklifi ile korunan alanlarda “yalnızca kamu yararı ve zaruret halinde sınırlı izin
verilir” hükmünün değiştirildiğini kaydeden Milletvekili Sarıbal, bu değişikliğin koruma
ilkesini fiilen ortadan kaldırdığını belirterek şunları söyledi: “Tüzel kişilere ‘bedelli izin’ ve
altyapı projelerine (doğalgaz, elektrik, su, haberleşme vb.) daha geniş izin yetkisi getiriliyor.
Bununla birlikte kamu yararı ve zaruret şartı korunuyor gibi görünse de, madde 5 ile birlikte
altyapı, enerji ve turizm yatırımları için izin kapsamı genişliyor. Üst hakkı ve ‘işlettirilme’
ifadeleriyle, korunan alanların fiilen uzun süreli özel kullanıma örneğin otel, tesis, enerji hattı
açılması mümkün hale geliyor. Yine yürürlükte olan kanunda, korunan alanlarda kalıcı özel
mülkiyet tesis edilemezken Tapuda ‘üst hakkı’ 49 yıla kadar fiili kullanım hakkı getiriliyor;
turizm tesisleri veya altyapı yatırımları için kalıcı özel kullanım yolu açılıyor. Bu, fiilen kalıcı
özel mülkiyet etkisi doğurur. Koruma kavramının içini boşaltıyor; doğa, piyasa ilişkilerine
açılıyor. Kamu yararı bahanesi korunuyor gibi gösterilse de, bu düzenleme özel sektörün elini
güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.

Değişiklik ile kaçak yapıların yıkımı için mahkeme kararı gerekmeyecek; Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğü doğrudan işlem yapabilecek. Bu maddenin çift taraflı tehlike
taşıdığını vurgulayan Milletvekili Sarıbal, “Madde, mahkeme kararı olmadan Genel
Müdürlükçe yıkım yetkisi veriyor. Bu, çevre hukuku açısından idarenin doğrudan müdahale
yetkisini artırıyor ama yargısal denetim ve savunma hakkı açısından sakıncalı. Bu kadar güçlü
idare yetkisi, siyasi baskılarla yıkım yerine ‘değerlendirme’ kararı verilirse kötüye
kullanılabilir. Bu madde mahkeme kararı olmaksızın yıkım veya değerlendirme yetkisini
doğrudan Genel Müdürlüğe veriliyor. Yargı kararı olmadan yıkım yapılması, idarenin keyfî
uygulamalarına kapı aralayabilir. Aynı yetki, yıkmak yerine ‘değerlendirme’ yoluyla kaçak
yapıların meşrulaştırılmasına da imkan verir. Planlama yetkisi tamamen Genel Müdürlüğe
verilirken; yerel halkın, STK’ların veya bilim insanlarının planlama süreçlerine katılımı düzenlenmezken, uluslararası doğa koruma standartlarına (IUCN, UNESCO vb.) ters düşüyor” dedi.

Teklifte yer alan cezaların artırılması ilk bakışta olumlu görünse de, avcılık izinlerinden elde
edilen gelirlerin kurumun döner sermayesine aktarılmasının, yaban hayatı koruma hedefiyle
çeliştiğini de vurgulayan Sarıbal, “Kuruma gelir kazandırma mantığı, avcılığı teşvik eder.
Yaban hayatını koruması gereken kurum, avdan para kazanmak ister hale gelir. Bu, doğayı
koruma anlayışıyla tamamen çelişir” ifadelerini kullandı.

REKLAM ALANI