Her yıl 1 Aralık, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından HIV/AIDS konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla Dünya AIDS Günü olarak anılmaktadır. İlk kez 1981 yılında tanımlanan HIV enfeksiyonu, 1980’li yıllardan bu yana tüm dünyada yaygın olarak görülmektedir. Türkiye’de ise ilk HIV vakası 1985 yılında tespit edilmiştir.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tuba Damar Çakırca, HIV’in artık tedavi edilebilir bir kronik enfeksiyon hastalığı haline geldiğini belirterek, erken teşhisin ve düzenli tedavinin önemine vurgu yaptı. Dr. Çakırca, hastalığın korunmasız cinsel ilişki, kan yoluyla bulaşan enjektör paylaşımı ve anneden bebeğe gebelik, doğum veya emzirme yoluyla bulaşabileceğini hatırlattı.
HIV’in kesin tedavisi ve aşısı henüz bulunmamış olsa da uygulanan modern ilaç tedavileri sayesinde hastalığın kontrol altına alınabildiğini ifade eden Dr. Çakırca, şu bilgileri verdi:
HIV tanısı koymanın en önemli stratejisi, hastalığın şüphesi durumunda mutlaka test yapılmasıdır. Dr. Çakırca, özellikle sağlık çalışanlarının HIV belirtileri konusunda farkındalığa sahip olması gerektiğini belirtti. Hastalığın göstergeleri arasında:
Bu belirtilerden birinin bile görülmesi durumunda, HIV testi yapılması önerilmektedir.
Dr. Çakırca, HIV enfeksiyonunun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve doğru tedaviyle hastaların yaşamlarına komplikasyonsuz şekilde devam edebileceğini vurguladı. Bunun yanı sıra, HIV enfeksiyonu ile ilgili toplumda oluşan önyargıların kırılmasının ve doğru bilgilendirme yapılmasının önemine dikkat çekti.
Dünya AIDS Günü’nün bu farkındalığı artırmayı amaçladığını belirten Dr. Çakırca, şüpheli teması olan herkesin HIV testi yaptırmasının erken tanı için hayati önem taşıdığını ifade etti.